bu konuyla alakalı bir mesele hakkında yurttan bir arkadaşımla dertleştim az önce. çocuk öyle şeyler anlattı ki boğazım düğümlendi.
bir kız düşünün; aynı zaman diliminde bir erkekle parası için, başka bir erkekle çevresi/komik olduğu için, başka bir erkekle de ders/not çıkarı için arkadaşlıktan baya bir öte şekilde konuşsun... hee tabi başka şehirde sevgilisinin olduğunu da unutmamak lazım.
tahmin edersiniz ki bizim çocuk buradaki en saf karakter olan ders/not sağlayıcı çocuk rolünde.
işin kötü yanı kız o kadar hummalı çalışmış ki, aylarca kendinden şüphe bile ettirmemiş. erkeklerin mal olduğunu, en ufak ilgide yelkenleri suya indirdiklerini bilirdim de, kızların bu zaaf üzerinden bu kadar ileri gidebileceklerinden emin değildim, artık eminim. sonra da lafa gelince erkek milleti şöyle de, hep böyle yaparlar. alayının köküne kibrit suyu dökmek lazım falan derler. aynen amk, oluşturmaya çalıştığınız algıyı seveyim senin.
bu durumun bir de şu versiyonu var; kız mazide kalmış aşkını unutamaz. sonra gider kendisine mazideki aşkını çağrıştıran birisini bulup koluna takar. aylarca gönül eğlendirir, sonra da ayrılır. gider kendisine lüks hayat vaat eden adamların kollarına.
bana masal anlatma'daki neriman misali yani.
(bkz: kadınlar şairleri sever ama müteahhitlerle evlenir)
not: böyle laubali trajik olaylara karışanları görünce hiç sevgilimin olmamasına daha da mutlu oluyorum lan. beni gören bu halimle hiç sevgilim olmamasına şaşırıyor ama olsun. ben kendimi kaptan jack sparrow'un silahındaki tek kurşun gibi hissediyorum. doğru insanın kalbine ulaşmayı bekliyorum. kendimi maddi, manevi ve zaman açısından suistimal edecek bir kızla boş yere muhatap olmadığım için huzurluyum.
tüm suistimal edilenlere gelsin;
"hep bir önceki keşfi yeniden tekrarlamak gibi.
sen hep, el sürülmüş ve üstünde adım izleri olan o kadınları sevmiştin.
dokunduğun her duyguda bir başkasına ait parmak izleri vardı.
ya da duyguları öldürülmüş bir sevdanın ipuçları.
sen hep daha önce öpülmüş bir kadının dudaklarında sana dair cümleler bekledin.
oysa ıslanan kelimeler, bir başkası adına sana yönlendirilmiş, öznesi eylemine uymayan, devrik cümleler kurmaya görevlendirilmişti.
onu öperken başka birinin gölgesi araya giriverirdi hep.
ve aslında sevişlerin senle olmadığını bilemedin.
kapanan gözlerde sen hep, bir başka resim üzerine fotomontajdın azizim.
defolu caddelerde fotomontaj.
ve perde, böylece kapanır... "
link